Ev Ödevleri
Ev ödevleri öğrenci ve ailelerin sorun yaşadıkları alanlardan birisidir. Aileler ve öğretmenler bazen çocukların ödev yapmada isteksiz davrandıklarını düşünür iken çocuklar ise ödevlerin çokluğu ve gereksiz derslerden ödevler verilmesine tepki gösterirler.
Burada eğitimsel olarak bir sorun olduğu şüphesizdir. Ancak bu sorunun kaynağı nedir? Ödev verilmeli midir? Ödev faydalı mıdır? Zararlı mıdır? Ne sıklıkta verilmelidir? Gibi pek çok soru bu problemin cevabında rol oynamaktadır.
Ev ödevleri sadece ülkemiz eğitim sisteminde değil ABD, Avrupa, uzak doğu ülkeleri gibi uluslararası sınavlarda üst sıralarda yer alan ülkelerinde tartıştığı konular arasındadır.
Özellikle ABD üniversiteleri ve eğitim sisteminin araştırma yaptığı, toplumla tartıştığı eğitimsel sorunların üst sıralarında ev ödevleri gelmektedir. Günlük gazetelerin eğitim sayfalarında tartışılan önemli konulardan birisidir ev ödevleri. Başka ülkelerde ve ülkemiz eğitim sisteminde konu ile ilgili yapılmış çalışmalardan sizlerle kısa bir özet paylaşacağım.
Ödev: Öğretmenin sınıfta öğrettiği bir konunun pekişmesi ya da bir sonraki konuya hazırbulunuşluğun artırılması amacıyla öğrencilerin bireysel veya takımla yaptıkları okul içi ve ya okul dışı etkinlikler bütünü olarak tanımlanabilir.
1-Ev ödevi mutlaka verilmelidir. Ev ödevleri öğrenilen bir konunun pekişmesinde, öğrenmede kalıcılığın sağlanmasında etkili bir yöntemdir. Ancak çoğun sınıf düzeyine uygun olmayan ve çok fazla ödev verilmesi bazen fayda yerine zarar verebilmektedir. Gereğinden fazla ödev çocukta bıkkınlık, derse karşı ön yargı ve isteksizlik oluşturabilir. Bunun sonucunda bir sonraki öğrenmelerde bile isteksizliklere neden olabilir.
Ödevin miktarı ve süresi aileler ile öğretmenin veli toplantılarında beraber karar vermesi gereken önemli bir husustur..
2-Ödev konunun öğrenilmesinin yanında çocuklarda sorumluluk duygusunun gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Çocuğun unutması, ödevi yapamaması veya yetiştirememesi gibi durumlarda okula gitmek istememesi ve çeşitli bahaneler uydurması veliler için önemli bir uyarıdır. Çocuk aslında sorumluluğunun bilincindedir. Sorumluluğunu yerine getiremediği için içsel olarak rahatsızlık duymaktadır. Böyle durumlarda çocuklara ödevlerinde yardımcı olmanız ve destek sağlamak ve çocuğun baş edemediği sorunu aşmada yardımcı olmanız en doğrusudur. Bu destek çocuğun yerine ödevi yapmak değil ödevinde izleyeceği yolları göstermek şeklinde olmalıdır. Ödevin özelliğine göre bu bazen gösterip yaptırma şeklinde olabilir.
3-Özellikle öğretmenin sınıfta işlemediği veya proje , performans ödevlerinde çocuğun zorlandığını gördüğümüzde çocuğa ödev hazırlama planı yaparak sorumluluğu zaman içinde parçalara bölüp çocuğun yılması engellenmelidir.
4-Çocuklara ödevlerini sürekli hatırlatmak yerine ödev saatleri planlaması yapılmalıdır. Ödevler mutlaka izlenmeli ve anne-babalar tarafından kontrol edilmelidir.
5-Üniversite veya Lise giriş sınavına hazırlanan çocuklar için aile kontrol ve denetimi daha sıkı olmalıdır. Günlük çözülen soru sayısı, konu çalışma süresi, kurs ve okula yapılan devam-devamsızlık yakın takibe alınmalıdır.
Sonuç olarak, çok ödev değil düzeye uygun, yerinde ve uygun miktarda verilen ödev etkilidir. Her ne kadar eğitimciler ödev karşıtları ve yanlıları olarak bölünde de ödevin kıymeti tartışılmazdır. Yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da paradigma değişimi kaçınılmazdır. O nedenle çok ilaç yazan doktor iyi doktordur anlayışı değişmiş yerini doğru ve etkili ilaç yazan doktor iyi doktordur anlayışı almıştır. Eğitimde de iyi öğretmen çok ödev veren öğretmen değil doğru, düzeye uygun ve yerinde ödev veren öğretmen iyi öğretmendir anlayışı almıştır.
Her Çocuk Başarır!
Nulla quis lorem ut libero malesuada feugiat. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Vivamus suscipit tortor eget felis porttitor volutpat. Donec rutrum congue leo eget malesuada. Proin eget tortor risus.